Oldların Gözü Yaşlı: Instagram, X Gibi Sosyal Medya Uygulamalarının Özlenen Eski Özellikleri (Elon Musk Bile Duygulanır)

Birdenbire hayatımızdan çıkan, bir nesil tarafından benimsenen bu özellikler, neden artık kullanılmıyor?

Nedenine bakmadan önce bu özellikler nelermiş, gelin nostalji turu yaparak birlikte bakalım!

Instagram ile başlayalım. Zaman akışının algoritması, 2016’da değişti.

Instagram, 2016’da kronolojik akış sistemini kaldırarak algoritma bazlı bir akışa geçti. Eskiden gönderiler, kullanıcıların paylaştıkları zamana göre sıralanıyordu ve böylece kullanıcılar takip ettikleri kişilerin tüm gönderilerini görebiliyordu. Algoritma bazlı akışa geçildikten sonra kullanıcıların önüne “daha önemli” gönderiler çıkmamaya başladı.

Beğeni sayılarını görememek de bir diğer problem.

Özellikle Instagram’ı ilk hâlinden beri kullanan kullanıcılar, bazı temel özelliklerini çok özlüyor. Bunlardan birisi de beğeni sayılarının görünmesiydi. Instagram, 2019’da belirli ülkelerde beğeni sayılarını gizlemeye başladı ve daha sonra bu özellik dünya çapında opsiyonel bir hâle geldi.

Instagram’ın belki de en çok özlenen özelliği: Herkesin aktivitesini görebildiğimiz “takip edilenler” kısmı.

2019’da “Following” sekmesini kaldırdı. O güne dek bu sekme sayesinde takip ettiğimiz kişilerin Instagram’da neler beğendiğini veya hangi gönderilere yorum yaptığını görebiliyorduk. Kaldırılma nedeni olarak gizlilik kaygıları ve kullanıcı deneyimi gösterilse de bu özellik, stalkerlar tarafından hâlâ deli gibi özleniyor, farkındayız…

Geçtiğimiz aylarda gündeme gelen X (Twitter) beğenilerinin kaldırılması, herkesi derinden üzdü.

Takip ettiğimiz ya da etmediğimiz herkesin beğendiği gönderileri görebildiğimiz bu kısım, artık tamamen kişiye özel bir hâle getirildi. Belki de X’in en sevilen yanlarından biri olan bu özellik, pek çok kullanıcının da siteden uzaklaşmasına sebep oldu.

Eskiden 140 karakter tweet limiti vardı.

Twitter, 2017’de 140 karakter limitini 280’e çıkardı. Bu değişiklik bazıları için olumlu olsa da kısa ve öz tweetlerin cazibesini özleyen bir kullanıcı kitlesi var.

Twitter deyince bir de manuel RT’i unutmamak gerek. Eski kullanıcılar, otomatik retweet özelliği öncesinde “RT” yazarak alıntı yapmayı ve bu şekilde tweet’leri paylaşmayı daha kişisel buluyordu. Bugün ise bunun yerini “alıntı” kısmı aldı.

Twitter demek, favori demekti.

Bugün beğendiğimiz bir gönderiye kalp eklerken, 2015’e kadar Twitter’ın beğeni simgesi bir yıldızdı. Her yenilik gibi buna da alışmamız biraz zaman aldı, çünkü yıldız, Twitter ile özdeşleşen bir simgeydi.

Bunun yanında Twitter’ın ufak bir tricki daha vardı: Bir mesajı geri almak için masaüstünden Twitter DM kutusundan o mesajı silmek, karşıya gitmesini de engelliyordu.

Gelelim Facebook’un eski oyunlarına.

Kabul edelim ki herkes FarmVille, Mafia Wars gibi birçok oyunun bir dönem bağımlısıydı. Facebook’un erken dönemlerinde son derece popüler olan bu oyunlar, kullanıcıları platforma bağlayan önemli unsurlardandı.

Bir de herkesin birbirini “dürttüğü” meşhur bir dönem vardı, hatırladınız mı? Flörtleşmenin eski hâli de diyebiliriz.

Peki siz en çok hangisini özlediniz? Yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!

Mühendise Sorduk: 10 Yıllık Binalar Bile Yıkılabiliyorken Tarihî Binalar Nasıl Sapasağlam Ayakta Kalabiliyor?

Özellikle günümüzde ne yazık ki depremler yüzünden sürekli yıkım haberleri duyuyoruz. Bu yıkımlar hem manevi hem maddi oluyor.

Hiç düşündünüz mü, neden eski binalar hep ayakta kalıyorken yeni binalar yıkılıyor? Bu sorunun cevabını, inşaat mühendisinden aldık.

“Eski yapılarda kullanılan malzeme ve yapım teknikleri bugünün şartlarına göre belli başlı özellikler sebebiyle daha üstün konumda.”

İnşaat mühendisinin dediğine göre; her ne kadar günümüz teknolojisi çok daha ileri seviyede olsa da ekonomik ve finansal beklentilerin yanı sıra malzeme tedariği ve artan iş gücü maliyeti sebebiyle yapılar, güvenlik ve uzun ömürlülük dışında birçok konuda beklentiyle yapıldığı için bu konularda eskiye kıyasla bir gerileme gözlemlemek çok doğal.

Malzemelerin etkisini şu şekilde anlatıyor:

“Eski malzemelerin çok fazla alternatifi ve hafifleştirilmiş muadili bulunmadığı için doğadan elde edilen sağlam kaya ve taş malzemeler ve bunların türevleriyle yapılar yapılıyordu. Doğadaki bir taşın ömrü malzemenin de ömrünü belirliyordu. Doğal malzemelerin günümüzde laboratuvar ortamında oluşturulan kompozit malzemelere göre dayanımsal ve birden fazla çevre koşuluna adapte olma konusunda üstün olduğu aşikâr. Bu üstünlük yapıların temel malzemesi olarak kullanıldığında yapıları da üstün kılıyor.”

Yapım tekniklerine de değiniyor:

Eski yapılarda genel olarak belirlenmiş günümüzde de hâlâ geçerliliği olan kemerli tonozlu yapı mantığı ile yük dağıtımı, sağlam malzemeler üzerinde geometrik faydalar göz edilerek yapılıyordu. Bu yük dağıtımı, taşıma dayanımı yüksek malzemelerde geometrik olarak iyi şekilde yapıldığında aralarındaki bağ durumundan ziyade birlikte çalışma prensipleri göz önüne alındığı için hata payları daha düşük seviyelere iniyordu.”

“Günümüzde bunun yerine betonarme gibi beton ve demirin birlikte çalışmasını ve çalıştıkları esnada yük taşıma kapasitelerini kaybetmeden imalat yapma becerileri tam anlamıyla sağlanamıyor. Sağlandığı durumda ise eski yapıdaki güvenlik katsayısının üzerinde bir katsayı yakalanmak amacıyla bir dizayn yapılmıyor. Genel olarak 30 ila 40 yıl deprem hasarına yıkılmayacak şekilde tasarlanıyor.”

Bunun sebebi ise hem ekonomik hem hammaddelerin bize sunduğu bilinçli eskitme.

Mühendisimizin aktarımına göre her şeyin maddi karşılığı olduğu günümüz dünyasında yapının işlevini yerine getirmesi ve minimum düzeyde para-zaman harcatması öncelik.

Eskiden ise mentalite para dışında kalıcı bir eser bırakabilmek, devletlerin kendilerini göstermek için sağlam tarihe mal olmuş yapılar yapmak istemesinden. Mesela Ayasofya’nın; hâlâ 21. yüzyıldaki malzemeler, teknik, süre olarak bizlerin merak ettiği ve her gün binlerce insanın ziyaret ettiği unutulmaz bir yapı olduğunu söyleyerek sözlerini bitiriyor.

Eski Twitter Yöneticileri Elon Musk’tan 200 Milyon Dolar İstiyor: Musk, Davayı Ertelemenin Peşinde!

Eski Twitter yöneticileri, Elon Musk’a karşı açtıkları dava kapsamında yaklaşık 200 milyon dolarlık tazminat talep ediyor. 2022’de Twitter’ı devralmasının ardından görevlerinden alınan yöneticiler, Musk’ın kıdem tazminatlarını ödemeyi kasten reddettiğini ve bunu Twitter anlaşmasını onaylayan yöneticilere karşı bir misilleme olarak yaptığını iddia ediyorlar.

Eski Twitter CEO’su Parag Agrawal, eski CFO Ned Segal ve Hukuk İşleri Müdürü Vijaya Gadde gibi isimlerin yer aldığı bu eski yöneticiler, tazminat haklarıyla ilgili belgelerin paylaşımını engellediği için Musk’a karşı dava açmış durumda.

Davanın esas nedenleri neler?

Yöneticilerin iddialarına göre Musk, kendilerini haksız yere işten çıkardı ve bu işten çıkarmaları belirli bir sebep belirtmeden gerçekleştirdi.

Bahsi geçen yöneticiler, kıdem tazminatlarının ödenmesi için belirli yasal gerekliliklerin olduğunu ancak bu şartların onların işten çıkarılma durumuna uygulanmadığını savunuyorlar. Ayrıca Musk’ın Twitter’ı satın alma sürecinde oluşan yasal masrafları karşılamak için tazminatları ödemediğini ve süreci bilinçli olarak geciktirdiğini iddia ediyorlar.

Musk, X’in mevcut durumu nedeniyle tazminat ödeyemeyebilir

Yöneticiler ayrıca Musk’ın X’in mevcut durumu nedeniyle bu tazminat taleplerini ödemeyeceğinden endişe duyuyorlar. X’in değeri, Musk’ın satın aldığı döneme göre %80 oranında düşmüş durumda. Bu da yöneticilerin tazminat taleplerinin ödenebilirliğini gerçek anlamda riske atıyor.

Yöneticiler mahkemeden davanın hızlandırılması ve keşif sürecinin genişletilmesi talebinde bulunmuş durumdalar. Aksi takdirde Musk’ın davayı kasıtlı olarak geciktirdiği ve süreci daha da uzatarak yöneticilerin haklarını zayıflatmaya çalıştığına dair endişelerinin artacağını belirtiyorlar.

Musk’ın eski Twitter çalışanlarına yönelik tazminat taleplerine karşı verdiği direniş ise sadece yöneticilerle sınırlı değil. Binlerce eski Twitter çalışanı da Musk’a karşı benzer tazminat taleplerinde bulunmuş durumda.