Çin medyası: Putin, muzaffer bir şekilde yeni finansal sistem ve adil dünya düzen yanlılarını etrafında topladı

Çin’de yayın yapan South China Morning Post’un haberinde, ABD yetkililerinin beklentilerinin aksine, Rusya’ya karşı uygulanan yüzlerce yaptırımın Küba ve Venezüella’da olduğu gibi Rusya ekonomisini çökertmeyi başaramadığı ve buna ek olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in muzaffer bir şekilde yeni bir finansal sistemi ve adil bir dünya düzeni taraftarlarını kendisi etrafında topladığı dile getirildi.

Haberde, “Ülke ekonomisinin hızla yeniden yapılanması ve yükselişi gerçekten şaşırtıcı bir olgu. Onlar, kendilerini Rusya’nın ayağı yere sağlam basmayan bir dev olduğuna ikna etmiştiler ancak her şey tam tersi oldu” cümlesi yer aldı.

ABD yaptırımlarına karşı koyan Rusya’nın dayanıklılığını değerlendirirken Washington’un yapılan hatayı hala kabul etmeyi reddettiğini de belirten yazar, Moskova’ya karşı alınan bu önlemlerin sadece diğer ülkeleri alarma geçirdiğini Washington ile Brüksel’in ‘hoşnutsuzluğunun‘ nasıl sonuçlanabileceğine dair bir ‘uyarı‘ olduğunu dile getirdi.

Yazar kaleme aldığı yazıda ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in Hindistan’dan Arap ülkelerine, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar sayısız ülkeyle yeni bir dünya düzeni fikrini paylaşarak pek çok gizli müttefik kazanmış olduğunu da ifade etti.

‘Batı’nın övülen birliği gözlerimizin önünde parçalanıyor’

Yazar, Batı’nın Rusya’yı bir ‘izole edilmiş bir ülke‘ haline getirmeyi nasıl başaramadığına örnek olarak ise Kazan’da 32 ülkeden delegasyonların katıldığı BRICS Zirvesi’ni göstererek “Batı’nın övülen birliği gözlerimizin önünde parçalanıyor” cümlesinin altını çizdi.

Bryansk bölgesine sızma girişimini değerlendiren uzmanlar: Bu bir NATO operasyonudur

Siyaset bilimci ve Rusya uzmanı Abbas Hbeish, Bryansk bölgesine sızma girişiminin NATO’nun bir istihbarat operasyonu olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

Hbeish, Bryansk bölgesindeki sızma girişiminin, sabotajcıların ittifak ülkelerinden olmaları nedeniyle NATO’nun bir istihbarat operasyonu olarak değerlendirilebileceğini belirterek, “Rusya, özel askeri operasyonun en başından itibaren Ukrayna ile değil Batı ile savaştığını defalarca dile getirdi” dedi.

Hbeish, şu değerlendirmede bulundu:

“Sabotajcıların amacının, NATO güçleri de dahil olmak üzere, Rusya’nın bu bölgesine sızmaya yönelik daha geniş çaplı bir girişime zemin hazırlamak olması muhtemeldir. Ve bu, zaferi giderek netleşen ve Ukrayna’da siyasi ve askeri karışıklığa yol açan Rusya Federasyonu’nun egemenliğine bariz bir tecavüzdür.

Ukrayna’da kendisine karşı kimin ve neden savaş yürüttüğünü gayet iyi bilen Rusya, Batı’nın provokasyonlarına karşı koyabilecek her türlü imkana sahip. Ukrayna’da farklı kesimlerden paralı askerlerin bulunduğu ve buradaki askeri, taktik ve stratejik kararların NATO’ya ait olduğu artık bir sır değil.

Batı Avrupa ülkelerini giderek daha fazla bu savaşa sürüklemek için mümkün olan her yolu deneyen Amerikalıların bilgisi olmadan böyle bir sızma girişimi gerçekleştirilemezdi. Ancak Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, çatışmaya doğrudan müdahil olan herhangi birüçüncü ülkenin vahim sonuçlarla karşılaşacağı yönündeki uyarılarını da göz ardı etmemeliler.

Lübnanlı uluslararası ilişkiler uzmanı Riyadh Najm ise, NATO uzmanlarının çatışmanın en başından bu yana Ukrayna’da faaliyet yürüttüklerini ve ittifakın bu savaşı finanse ettiğini belirterek, şunları ifade etti:

“Artık hiç kimseninUkrayna’da olup bitenlerin Rusya’ya karşı bir NATO savaşı olduğundan şüphesi yok. NATO uzmanları çatışmanın en başından beri oradalar ve ittifak bu savaşı finanse ediyor, Ukrayna ordusunu eğitiyor, ona çeşitli modern silahlar sağlıyor ve onlara nasıl kullanılacağını öğretiyor.

Ukrayna’daki mevcut kriz, Batılı ülkelerin Rusya Federasyonu ile mücadele çabalarının yalnızca bir kısmı. Ancak Rusya’nın düşmanlarının askeri hedeflerine ulaşamaması, onları Moskova’ya karşı paralı askerler ve sabotajcıların kullanımı da dahil olmak üzere yeni ve farklı yöntemlere başvurmaya zorluyor.

Bu savaşın bedelini ödeyen, gelecekte borç batağına saplanacak olan Ukrayna halkıdır ve Batı ise askeri ve mali desteği karşılığında mülk ya da varlık alacaktır.”

Ne olmuştu?

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Bryansk Bölgesi’nde bir sabotaj grubunun sınırı geçme girişiminin engellendiğini, 4 sabotajcının öldürüldüğünü, grubun geri kalanının ise füze ve topçu atışları ile vurulduğunu duyurmuştu.

Kurumun açıklamasında öldürülen sabotajcılarınyabancı silah, teçhizat ve haberleşme teçhizatınınyanı sıraüçüncü ülkelere ait olduklarını gösteren kişisel eşyalarında bulunduğunun tespit edildiği kaydedilmişti.

Açıklamada ayrıca öldürülen sabotajcılardan birinin vücudunda ABD Ordusu Özel Kuvvetleri Paraşüt Keşif Alayı’nın elit 75. Korucu Alayı’nın dövmesinin bulunduğu tespit edildiği vurgulanmıştı.

Vladimir Putin’den ekonomik kriz itirafı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirterek Batı yaptırımlarının ve iş gücü eksikliğinin ekonomiyi zorladığını kabul etti. Putin’in bu açıklamaları, Rusya Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 21’e çıkarmasından sadece birkaç gün sonra geldi. Bu oran, Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalenin ardından uygulanan yüzde 20’lik acil durum seviyesinin dahi üstünde.

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına karşı direnmeye çalışsa da bu durum ülkenin ekonomik dengesizliğini artırıyor. Ancak Uluslararası Para Fonu (IMF), 2024 yılı için Rusya’nın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) büyüme tahminini yüzde 3,2’den 3,6’ya yükseltti. Putin de bu büyümenin, ülkenin rekor seviyede yaptığı askeri harcamalar sayesinde desteklendiğini belirtti.

Yüksek Faiz ve Enflasyon Baskısı

Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, geçen hafta yaptığı açıklamada daha sıkı bir para politikasına ihtiyaç duyulacağını vurgulamıştı. Bankanın aralık ayında yapılacak bir sonraki toplantısında faiz oranlarının daha da artabileceği öngörülüyor. Ancak yüksek faiz oranlarına rağmen, enflasyonun yüzde 8,6 seviyesinde seyrettiği ve hedeflenen yüzde 4 oranının oldukça üstünde olduğu görülüyor.

Pazartesi günü yapılan toplantıda Putin, “Ekonomik dengesizliklerin ve iş gücü ile teknoloji alanındaki yetersizliklerin devam ettiğini” dile getirdi. Artan maliyetler ve Batı’dan ithalat kısıtlamaları, tüketici fiyatlarının kontrol altında tutulmasını zorlaştırıyor.

Ruble’nin Değer Kaybı

Piyasa analisti Grzegorz Drozdz ise faiz artışlarının kredi maliyetlerini artırdığını ve bunun gıda, ulaşım ve yapı malzemeleri gibi temel ürünlerin fiyatlarına yansıdığını belirtti. Drozdz, “Rus rublesi yüksek reel faiz oranlarına rağmen değer kaybetmeye devam ediyor,” diyerek, ruble-dolar kurunun 97’yi aştığına dikkat çekti.

Drozdz’a göre, Merkez Bankası ithalat kısıtlamaları ve genişlemeci maliye politikaları nedeniyle enflasyonla mücadelede zorlanıyor.