Göze Damla Damlatınca Neden Tadını Alıyoruz? (Hayır, Yanlış Uygulamıyorsunuz)

Yanlış damlattığınızı ya da gözünüze temas etmediğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.

Çünkü bu durumun bilimsel bir açıklaması var ve tadını alıyorsanız, doğru bir uygulama yapıyorsunuz!

Göz damlası, göz sağlığını korumak ve çeşitli rahatsızlıkları gidermek için yaygın olarak kullanılan bir tedavi aracıdır.

Gözlerimiz, çevresel faktörlerden, ekrana uzun süre bakmaktan ya da hava şartlarından etkilenerek kuruma, tahriş ve kızarıklık gibi sorunlar yaşayabiliyor. Bu tür durumlarla başa çıkmak için göz damlaları, gözlerinizi nemlendirerek rahatsızlık hissini azaltıyor.

Fakat göz damlası kullanan kişilerin ortak bir şikâyeti var: Damlanın tadını hissetmek. Peki bu neden oluyor?

Göz damlası kullanırken damlanın tadını hissetmek, gözyaşı kanallarının anatomik yapısından kaynaklanıyor.

Gözyaşları, göz yüzeyini nemlendiren ve koruyan doğal sıvılardır. Göz damlasını uyguladıktan sonra gözyaşları, göz kapakları aracılığıyla burun boşluğuna ve dolayısıyla boğaza doğru akabiliyor. Bu da gözyaşı kanallarının, burun boşluğuna açılmasından dolayı gerçekleşiyor.

Göz damlası uyguladığımızda da içerdiği sıvı, gözyaşlarıyla birleşerek gözyaşı kanallarından aşağı doğru akıyor. İşte bu durum da göz damlasının tadını boğazımızda hissetmenize neden oluyor. Böyle bir durumda korkulacak bir şeyin olmadığını belirtmek gerek. Bu durum tamamen normaldir ve genellikle zararsızdır.

Eğer bu hissi en aza indirmek istiyorsanız, göz damlasını uyguladıktan sonra gözyaşı kanalına hafifçe baskı yaparak damlanın burun boşluğuna akışını azaltabilirsiniz.

Kaynaklar: Thera Tears, Nanodropper

İlginizi çekebilir:

1 yıl önce göz nakli yapılan ilk hastanın son durumu açıklandı

Dünyanın ilk tam göz ve kısmi yüz nakli geçiren hastası olan Aaron James’in, bir yıldan uzun bir süre sonrasında sağlıklı ve iyi durumda yaşamına devam ettiği açıklandı. James’in NYU Langone Health’teki doktorları, Pazartesi günü yayınlanan bir makalede, Mayıs 2023’teki tarihi prosedürden bu yana kendisinin ve yeni gözünün gelişimini ayrıntılı olarak anlatıyor.

James, yeni gözündeki görme yetisini asla geri kazanamayabilir, ancak araştırmacılar onun deneyiminin kendilerine gelecekte bu nakilleri daha iyi nasıl gerçekleştirecekleri konusunda önemli bilgiler sağladığını söylüyor.

James, çalışması sırasında gözü de dahil olmak üzere vücudunun ve yüzünün sol tarafının büyük bir kısmı yaralayan yüksek voltajlı bir elektrik kazası geçiren 46 yaşında bir gaziydi. Doktorlar başlangıçta yalnızca kısmi yüz nakli yapmayı planlamışlardı, ancak daha sonra, James’in görüşünü geri getirme olasılığı düşük olsa bile, böyle bir başarının artık teknolojik olarak mümkün olduğuna inanarak, bağışlanan bir göz küresini de nakletmeyi denemeye karar verdiler.

Ekibin belirttiğine göre, James’in gözünde hala görüş olmasa da retinada elektrik aktivitesi algılandı. Görüşün geri gelme ihtimali çok düşük olsa da, bu nakil büyük bir başarı olarak tarihe geçiyor. Ayrıca, James’in bağışıklık sisteminin bağışlanan gözü reddetmesini önlemek için kullanılan devam eden ilaç rejimi, diğer bağışlanan organların çalışmasını sağlamak için kullanılan bakımdan farklı değil. Bugüne kadar, bağışlanan göz önemli ölçüde küçülmedi veya basınç kaybetmedi. Ancak, gözün tüm hücreleri aktarımı sağlam atlamadı ve bu da gelecekteki nakillerde önemli bir iyileştirme alanı olacak.

Doktorlar, bu prosedürün benzer durumdaki diğerleri için yalnızca ilk olacağını ve görme yeteneklerini tamamen geri kazandırabileceklerini umuyor.