Savunma odaklı dayanıklı mobil teknolojilerin küresel lideri Getac, SAHA EXPO 2024’e katılıyor

Savunma ve endüstride kullanılan dayanıklı mobil cihaz çözümlerinde dünya lideri konumundaki Getac Technology, Türkiye’deki iş ortağı LN Bilgisayar ile SAHA EXPO 2024’e katılacak. İki şirketin fuardaki standında, aralarında dünyanın ilk yapay zeka uyumlu dayanıklı bilgisayarları S510 ve ZX80 AI’ın da olduğu geniş bir ürün yelpazesi sergilenecek.

Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul tarafından, Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen bölgenin lider savunma, havacılık ve uzay sanayi fuarı SAHA EXPO 2024’e geri sayım başladı. 22-26 Ekim 2024 tarihlerinde “Oyun Değiştiren Teknolojilere Dokunun” temasıyla dünyanın dört bir yanından endüstri liderlerini İstanbul Fuar Merkezi’nde buluşturacak fuarda, dayanıklı mobil teknoloji çözümlerinde dünya lideri olan Getac Technology de yer alacak. Getac, Türkiye’deki iş ortağı LN Bilgisayar’la birlikte, aralarında dünyanın yapay zeka destekli ilk dayanıklı dizüstü bilgisayarları S510 ve ZX80 AI’ın da olduğu yeni nesil ürünleri, 2B-06D numaralı standında sergileyecek.

Dünyanın ilk yapay zeka destekli dayanıklı bilgisayarı SAHA EXPO 2024’te

1993’ten bu yana faaliyet gösteren ve sunucu, veri depolama, veri merkezi, yapay zeka, yüksek performanslı bilgi işlem, entegre fiziki güvenlik çözümleri, ağ çözümleri ve dayanıklı ürünler alanlarında lider iş ortaklarıyla çalışan güvenilir bir BT çözüm ortağı olan LN Bilgisayar işbirliğiyle SAHA EXPO 2024’e katılan Getac, yapay savunma operasyonlarının yüksek standartlarını karşılamak için özel olarak tasarlanmış ürünlerini tanıtacak. Üst düzey performans, dayanıklılık, yapay zeka desteği, gerçek zamanlı veri işleme ve askeri düzeyde bilgi işlem gücü gibi son teknoloji özellikler sunan B360, X600 ve X600 Pro gibi cihazların yanı sıra, dünyanın yapay zeka desteği içeren ilk dayanıklı dizüstü bilgisayarları S510 ve ZX80 AI, Getac ve LN Bilgisayar standında incelenebilecek.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Getac Küresel Pazar Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jerry Huang, “LN Bilgisayar ile yaptığımız işbirliği, Getac’ın yenilikçi ve görev açısından kritik ürünlerle yüksek talep gören pazarlarda büyüme hedefini teyit ediyor. SAHA EXPO’da, savunma sanayisinin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış en yeni dayanıklı cihazlarımızı sergileyerek, Getac’ın zorlu ortamlarda gelişmiş ve güvenilir çözümler sunma konusundaki taahhüdünü pekiştireceğiz” dedi.

Dayanıklı teknoloji çözümlerinde dünya lideri

Savunma, kamu güvenliği, enerji, otomotiv, doğal kaynaklar, üretim, ulaşım ve lojistik sektörlerinde, ön saflarda çalışan görevliler tarafından kullanılan dayanıklı dizüstü bilgisayarlar, tabletler, yazılımlar, vücut kameraları, araç içi video sistemleri, dijital kanıt yönetimi ve kurumsal video analitik çözümleri geliştiren ve 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren Getac, dayanıklı mobil teknolojiler ve akıllı video çözümlerinde küresel bir lider olarak konumlanıyor. Geçtiğimiz yıl IDC MarketScape raporunda dayanıklı mobil cihazlar ve dayanıklı tablet ve PC’lerde “Dünya Çapında Lider” olarak tanımlanan Getac, SAHA EXPO’daki standında, ön saflarda yer alan ve kritik operasyonlar yürütenlerin, daha hızlı ve bilinçli karar almasına olanak tanıyan, hem komuta merkezinde hem de sahada başarıya ulaşmayı sağlayan son teknoloji ürün yelpazesini, ürün uzmanlarının anlatımıyla sunacak.

Dayanıklılığın başta savunma olmak üzere hizmet verdikleri pek çok endüstri için vazgeçilmez olduğunu belirten Jerry Huang, “Getac’ın tüm ürünlerinin, savunma operasyonları için sunduğu eşsiz dayanıklılık ve performans, bu alanda çalışan 3. taraf otoriteler tarafından sertifikalandırılıyor. 2024 model, yapay zeka uyumlu yeni modellerimiz ZX80 ve S510’un da sergileneceği SAHA EXPO standımızda ayrıca, zorlu şartlarda görev yapan saha çalışanlarına gerçek zamanlı destek vermeyi amaçlayan yeni çözümümüz Getac Assist’i de tanıtacağız. Donanımın ötesinde, dayanıklı cihazlar, aksesuarlar, çevre birimleri, yazılım ve profesyonel hizmetleri kapsayan Getac çözüm ekosistemi, beş günlük fuarda savunma, uzay ve kamu güvenliği sektörlerinde hizmet veren şirketlerin beğenisine sunulacak” dedi.

2024’ün askeri inovasyonları arasında yapay zeka başı çekiyor

Savunma operasyonlarının karmaşıklığının günden güne arttığını, bugün savunma ekiplerinin yalnızca dayanıklı değil, aynı zamanda akıllı teknolojilere ihtiyaç duyduğunu belirten Getac Küresel Pazar Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jerry Huang, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Yapay zeka ve gelişmiş savunma ekipmanları, küresel araştırmalarda askeri teknolojileri etkileyen en önemli 10 inovasyon alanı arasında ilk ikide konumlanıyor. Kendisini yüksek, koşulların sert olduğu ortamlarda güvenilir ve dayanıklı donanım çözümlere adayan Getac olarak S510, B360, X600 ve X600 Pro modellerimizle güçlü bilgi işlem gücü ve askeri düzeyde dayanıklılık sağlıyor; S5150 ve ZX80 gibi yeni nesil modellerimizle karar alma süreçlerini, savaş alanı yönetimini ve durumsal farkındalığı iyileştiren son teknoloji yapay zeka özellikleri sunuyoruz. 22-26 Ekim 2024 tarihlerinde LN Bilgisayar işbirliğiyle katılım göstereceğimiz SAHA EXPO 2024’te çözümlerimizle tanışmak isteyen herkesi 2B-06D numaralı standımıza ağırlamaktan memnuniyet duyacağız.”

Savunma amaçlı dayanıklı teknoloji ürünlerinin lideri, SAHA EXPO 2024’e katılıyor

Savunma ve endüstride kullanılan dayanıklı mobil cihaz çözümlerinde dünya lideri konumundaki Getac Technology, Türkiye’deki iş ortağı LN Bilgisayar ile SAHA EXPO 2024’e katılacak. İki şirketin fuardaki standında, aralarında dünyanın ilk yapay zeka uyumlu dayanıklı bilgisayarları S510 ve ZX80 AI’ın da olduğu geniş bir ürün yelpazesi sergilenecek.

Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul tarafından, Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen bölgenin lider savunma, havacılık ve uzay sanayi fuarı SAHA EXPO 2024’e geri sayım başladı. 22-26 Ekim 2024 tarihlerinde “Oyun Değiştiren Teknolojilere Dokunun” temasıyla dünyanın dört bir yanından endüstri liderlerini İstanbul Fuar Merkezi’nde buluşturacak fuarda, dayanıklı mobil teknoloji çözümlerinde dünya lideri olan Getac Technology de yer alacak. Getac, Türkiye’deki iş ortağı LN Bilgisayar’la birlikte, aralarında dünyanın yapay zeka destekli ilk dayanıklı dizüstü bilgisayarları S510 ve ZX80 AI’ın da olduğu yeni nesil ürünleri, 2B-06D numaralı standında sergileyecek.

Dünyanın ilk yapay zeka destekli dayanıklı bilgisayarı SAHA EXPO 2024’te

1993’ten bu yana faaliyet gösteren ve sunucu, veri depolama, veri merkezi, yapay zeka, yüksek performanslı bilgi işlem, entegre fiziki güvenlik çözümleri, ağ çözümleri ve dayanıklı ürünler alanlarında lider iş ortaklarıyla çalışan güvenilir bir BT çözüm ortağı olan LN Bilgisayar işbirliğiyle SAHA EXPO 2024’e katılan Getac, yapay savunma operasyonlarının yüksek standartlarını karşılamak için özel olarak tasarlanmış ürünlerini tanıtacak. Üst düzey performans, dayanıklılık, yapay zeka desteği, gerçek zamanlı veri işleme ve askeri düzeyde bilgi işlem gücü gibi son teknoloji özellikler sunan B360, X600 ve X600 Pro gibi cihazların yanı sıra, dünyanın yapay zeka desteği içeren ilk dayanıklı dizüstü bilgisayarları S510 ve ZX80 AI, Getac ve LN Bilgisayar standında incelenebilecek.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Getac Küresel Pazar Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jerry Huang, “LN Bilgisayar ile yaptığımız işbirliği, Getac’ın yenilikçi ve görev açısından kritik ürünlerle yüksek talep gören pazarlarda büyüme hedefini teyit ediyor. SAHA EXPO’da, savunma sanayisinin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış en yeni dayanıklı cihazlarımızı sergileyerek, Getac’ın zorlu ortamlarda gelişmiş ve güvenilir çözümler sunma konusundaki taahhüdünü pekiştireceğiz” dedi.

Dayanıklı teknoloji çözümlerinde dünya lideri

Savunma, kamu güvenliği, enerji, otomotiv, doğal kaynaklar, üretim, ulaşım ve lojistik sektörlerinde, ön saflarda çalışan görevliler tarafından kullanılan dayanıklı dizüstü bilgisayarlar, tabletler, yazılımlar, vücut kameraları, araç içi video sistemleri, dijital kanıt yönetimi ve kurumsal video analitik çözümleri geliştiren ve 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren Getac, dayanıklı mobil teknolojiler ve akıllı video çözümlerinde küresel bir lider olarak konumlanıyor. Geçtiğimiz yıl IDC MarketScape raporunda dayanıklı mobil cihazlar ve dayanıklı tablet ve PC’lerde “Dünya Çapında Lider” olarak tanımlanan Getac, SAHA EXPO’daki standında, ön saflarda yer alan ve kritik operasyonlar yürütenlerin, daha hızlı ve bilinçli karar almasına olanak tanıyan, hem komuta merkezinde hem de sahada başarıya ulaşmayı sağlayan son teknoloji ürün yelpazesini, ürün uzmanlarının anlatımıyla sunacak.

Dayanıklılığın başta savunma olmak üzere hizmet verdikleri pek çok endüstri için vazgeçilmez olduğunu belirten Jerry Huang, “Getac’ın tüm ürünlerinin, savunma operasyonları için sunduğu eşsiz dayanıklılık ve performans, bu alanda çalışan 3. taraf otoriteler tarafından sertifikalandırılıyor. 2024 model, yapay zeka uyumlu yeni modellerimiz ZX80 ve S510’un da sergileneceği SAHA EXPO standımızda ayrıca, zorlu şartlarda görev yapan saha çalışanlarına gerçek zamanlı destek vermeyi amaçlayan yeni çözümümüz Getac Assist’i de tanıtacağız. Donanımın ötesinde, dayanıklı cihazlar, aksesuarlar, çevre birimleri, yazılım ve profesyonel hizmetleri kapsayan Getac çözüm ekosistemi, beş günlük fuarda savunma, uzay ve kamu güvenliği sektörlerinde hizmet veren şirketlerin beğenisine sunulacak” dedi.

2024’ün askeri inovasyonları arasında yapay zeka başı çekiyor

Savunma operasyonlarının karmaşıklığının günden güne arttığını, bugün savunma ekiplerinin yalnızca dayanıklı değil, aynı zamanda akıllı teknolojilere ihtiyaç duyduğunu belirten Getac Küresel Pazar Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jerry Huang, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Yapay zeka ve gelişmiş savunma ekipmanları, küresel araştırmalarda askeri teknolojileri etkileyen en önemli 10 inovasyon alanı arasında ilk ikide konumlanıyor. Kendisini yüksek, koşulların sert olduğu ortamlarda güvenilir ve dayanıklı donanım çözümlere adayan Getac olarak S510, B360, X600 ve X600 Pro modellerimizle güçlü bilgi işlem gücü ve askeri düzeyde dayanıklılık sağlıyor; S5150 ve ZX80 gibi yeni nesil modellerimizle karar alma süreçlerini, savaş alanı yönetimini ve durumsal farkındalığı iyileştiren son teknoloji yapay zeka özellikleri sunuyoruz. 22-26 Ekim 2024 tarihlerinde LN Bilgisayar işbirliğiyle katılım göstereceğimiz SAHA EXPO 2024’te çözümlerimizle tanışmak isteyen herkesi 2B-06D numaralı standımıza ağırlamaktan memnuniyet duyacağız.”

Meta, yapay zeka destekli arama motorunu kuruyor

Facebook ve Instagram’ın çatı şirketi Meta, Google ve Bing’e olan bağımlılığını azaltmak için kendi yapay zeka destekli arama motorunu kuruyor. The Information’un haberine göre şirketin arama motoru, Meta AI sohbet robotunu kullanan kişilere güncel olaylar hakkında sohbet tarzında yanıtlar sağlamak için web’i tarayacak.

META AI ASİSTANI GOOGLE VE BING’DEN BAĞIMSIZ OLACAK

Meta’nın yapay zeka asistanı, Facebook, Instagram, WhatsApp ve Messenger uygulamalarındaki arama ve mesajlaşma özelliklerine entegre edilmiş durumda. Ancak asistan, web’i aramak için şu anda Google ve Bing’den gelen arama sonuçlarını kullanıyor.

META, YAPAY ZEKA ASİSTANININ YETENEKLERİNİ ARTIRMAYI HEDEFLİYOR

Meta geçtiğimiz gün Reuters ile anlaşma imzalamış ve haber ajansının içeriklerini yapay zeka sorgularında kullanma hakkını elde etmişti. Şirket bu hamleyle beraber, yapay zeka asistanının yeteneklerini arttırmayı ve Google ile Microsoft’a olan bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.

patronlardunyasi.com

Yuval Noah Harari: Yapay Zekadan Korkulmalı mı?

Yapay Zeka Devrimi: Dijital Bürokratların Yükselişi ve Toplumsal Etkileri

Yapay zeka (YZ) devriminin hız kazanmasıyla birlikte, ütopya vizyonları ve kıyamet senaryoları arasında bir denge arayışı sürdürülmektedir. Ancak, tehditlerin gerçek boyutunu değerlendirmek zorlaşmaktadır çünkü toplum, yanlış senaryolarla korkutulmaktadır. Bilim kurgu eserlerinde sıkça yer alan büyük robot isyanı, mevcut teknoloji seviyesinin ötesinde olduğu için gerçekçi bir tehdit olarak görülmemektedir. Günümüzde YZ’ler, satranç oynama, protein katlama veya metin yazma gibi dar alanlarda uzmanlaşmış durumdadır; ancak, genel zekâ eksikliği nedeniyle karmaşık faaliyetlerde bulunma kapasitesine sahip değillerdir.

Bununla birlikte, büyük robot isyanının olasılığının düşük olması, yapay zekanın tamamen risksiz olduğu anlamına gelmemektedir. Asıl endişe kaynağı, öldürücü robotlar değil, dijital bürokratlar olarak öne çıkmaktadır. Kafka’nın “Dava” romanının, YZ distopyasına daha uygun bir rehber olduğu ifade edilmektedir. İnsanlar, evrimsel süreçte şiddetli yırtıcılardan korkmaya alışkınken, bürokrasinin soyut tehditlerini anlamakta güçlük çekmektedir. Bürokrasi, memeli ve hatta insan evrimi için oldukça yeni bir gelişimdir.

Bürokrasi, yaklaşık 5.000 yıl önce, antik Mezopotamya’da yazının icadıyla birlikte gelişmeye başlamıştır. Yazılı belgeler ve bürokratların sahiplik kavramı üzerindeki etkisi, insan toplumlarını köklü ve beklenmedik şekillerde değiştirmiştir. Yazılı belgeler sayesinde sahiplik, toplumsal konsensüsten belgelenmiş haklara dönüşmüş ve bireysel mülkiyet hakları genişlemiştir. Merkezi otoritelerin toprak kontrolünü sağlaması, vergilendirme, ordu ve polis güçlerinin oluşturulmasına olanak tanımıştır.

Bu bürokratik yapı içinde, yapay zekaların bilgi akışını manipüle ederek geniş etki yaratma potansiyeline sahip olduğu gözlemlenmektedir. Yakın gelecekte, milyonlarca YZ bürokratının insanların ve hatta hayvanların yaşamları üzerinde kararlar alacağı öngörülmektedir. Bankacılık, eğitim, iş başvuruları, hukuk sistemi ve askeri alanlarda YZ’lerin karar mekanizmalarını yönlendireceği ifade edilmektedir. Bu yapay zekaların sistemleri daha verimli ve adil hale getirebileceği, ancak hatalı kararların felaketle sonuçlanabileceği belirtilmektedir.

Sosyal medya algoritmaları, bu dönüşümün en somut örneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Facebook, X, YouTube ve TikTok gibi platformlarda kullanıcı etkileşimini artırmak amacıyla tasarlanan algoritmalar, insan davranışlarını manipüle ederek açgözlülük, nefret ve korku duygularını yaymaktadır. Bu durum, komplo teorileri, sahte haberler ve toplumsal karışıklıkların artmasına neden olmaktadır. Algoritmik editörlerin, insan editörlerin yerini alarak büyük bir güç birikimi sağladığı gözlemlenmektedir.

Algoritmik editörlerin insan toplumlarında yarattığı kaos, dijital bürokrasilerin tehlikelerine dikkat çekmektedir. İnsan dünyasının çoklu bürokrasi ağı içinde YZ’lerin büyük güç birikimi yapabileceği, bu nedenle sistemle isyan etmek yerine onu içerden ele geçirme stratejisinin daha etkili olabileceği ifade edilmektedir. Bu gelişmeler ışığında, yapay zekaların dijital bürokratlar olarak toplum üzerindeki etkileri ve olası sonuçları yakından takip edilmektedir.

Financial Times

Öne çıkan görsel: Ann Kiernan

Prizmabet giriş: “Üretken yapay zeka GSYH’ye yüzde 5 katkı sağlayabilir”

HANDE BERKTAN

Üretken yapay zeka teknolojisi hızla gelişiyor. Üretken yapay zekanın gelişmiş ve gelişmekte ülkelerde ekonomilere olan katkısı yadsınamaz. Ülkelerin özellikle üretken yapay zeka kullanıcı dostu yaklaşımı refaha ve büyümeye ek katkı sağlaması bekleniyor.
Danışmanlık şirketi Implement Consulting Group’un hazırladığı Yapay Zekanın Türkiye’deki Ekonomik Potansiyeli Raporu, özellikle üretken yapay zekanın üretkenliği artırıp, ekonomi üzerindeki etkilerini ortaya koyuyor.

Rapora göre Türkiye’de büyük şirketlerin yanı sıra KOBİ’lerin de üretken yapay zeka kullanımının, Türkiye’nin GSYH’sine 10 yıl içerisinde yüzde 5 katkı sağlaması bekleniyor. Diğer yanda üretken yapay zekanın uygulamaya konmasında yaşanacak beş yıllık gecikmenin ise Türkiye’nin potansiyel GSYİH artışını yüzde 5’ten yüzde 1’e düşürebileceğini öngörülüyor. Rapor aynı zamanda, Türkiye’de mevcut işlerin yüzde 55’i üretken yapay zeka ile entegre çalışabileceğini ortaya konuyor.

BloombergHT.com için sorularımızı yanıtlayan Yapay Zeka Platformu (AITR) Eş Başkanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çakır, “Ülkemizde AR-GE çalışmalarının genişletilmesi, teknolojiye odaklanmış girişimlerin desteklenmesi ve yapay zeka tabanlı iş modellerine geçiş, Türkiye için kritik öneme sahip” açıklamasını yaptı.

“Yapay zekanın, üretkenliği artırıcı etkisi mevcut”

Çakır, “Akademik çalışmalar yapay zekanın şirket düzeyinde kullanılmaya başlamasıyla iş gücünün yıllık yüzde 2 ile yüzde 3 puan daha üretken geldiğini gösteriyor. Bu üretken yapay zekanın üretkenlikle birlikte ekonomik açıdan önemli bir artış sağlayacağını göstermekte. Türkiye, yapay zekanın getireceği fırsatlardan tam anlamıyla yararlanmak için bu alanda geliştirici ülkelerin politika tercihlerinden yararlanarak ilgili politikaları oluşturabilir” dedi.

Yapay Zekanın Türkiye’deki Ekonomik Potansiyeli Raporu’na göre, yapay zekanın kullanılmasıyla iş gücünde görülecek üretkenlik artışı oranları, ekonomistlerin çalışmalarına göre değişkenlik göstermekte. Nobel ödüllü Türk ekonomist Daron Acemoğlu yüzde 2, Wei Zhai ve Liu Qiao yüzde 2,2 ,Dr. Christian Rammer ve Pedro Fernandez yüzde 2,7 , Giacomo Damioli, Rene Roy ise yüzde 3,2 üretkenlik artışı öngörmekte.

“Yapay zekayı işine entegre eden KOBİ’lerin oranı yüzde 5″

Türkiye’de KOBİ’ler toplam istihdamın yaklaşık yüzde 71’ini sağlıyor. Ancak KOBİ’ler yapay zekanın uygulamaya konmasında büyük şirketlerin gerisinde kalıyor. Özellikle düzenleyici zorluklar ve beceri eksikliği bu süreci sekteye uğratabilir. Rapora göre, 2023 yılında Türkiye’de yapay zekayı uygulamaya koymuş büyük şirketlerin oranı yüzde 19 iken bu oran KOBİ’lerde yüzde 5 civarında kaldı. Yapay zeka kullanımında büyük şirketler ve KOBİ’ler arası fark, AB ülkelerinde de benzer. AB üyesi ülkelerde yapay zekayı kullanan büyük şirketlerin oranı yüzde 30 iken KOBİ’lerin oranı yüzde 7 ile sınırlı kaldı.

“En fazla bilgi ve finans sektörlerine katkı sağlaması bekleniyor”

Üretken yapay zekanın, bir çok sektörde destekleyici rolü öne çıkıyor. Bilgi ve finans sektöründe yüzde 1,5 puan , kamu yönetimi eğitim ve sağlıkta yüzde 1,3 puan, işletme hizmetleri ve gayrimenkul sektöründe yüzde 1,3 puan, perakende ve turizm sektörlerinde yüzde 1 puan, imalat sanayinde yüzde 0.8 puan ve inşaat sektöründe yüzde 0.7 puan katkı sağlaması bekleniyor. Genel bakılacak olursak üretken yapay zekanın ekonomik potansiyelinin yaklaşık yüzde 70’i hizmet sektöründe bulunuyor.

İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çakır, üretken yapay zekanın Türkiye’nin ekonomisine ve topluma sağlayacağı önemli katkıları görmek adına yapay zeka becerilerinin yaygınlaştırılması ve toplumun tüm kesimlerine yetenek artırıcı eğitim programlarının sağlanması gerekliliğine dikkat çekti. Prof.Dr. Çakır, Türkiye’nin yapay zeka alanındaki potansiyelini ve karşılaşabileceği zorlukları değerlendirirken iş dünyasından, kamuya, iş yapma şekillerinden, iş dönüşümlerine kadar geleceğe odaklanan önemli bir bakış açısıyla ele alınması gerekliliğini belirtti.

 Prizmabet, online bahis ve oyun sektöründe önemli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve kazançlı bir deneyim vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Mobil uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her seviyeden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve sürekli güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Beş şirketten üçü, yapay zekaya uyum için çalışanlarına yeni yetkinlikler kazandırmayı planlıyor

Tahminler yapay zekanın dünya çapında beş işten ikisini etkileyeceğini gösterirken, çalışanlarına yeni yetkinlikler kazandırmak, şirketlerin öncelikli gündemlerinden birine dönüştü. Yerli BT şirketi, bulut ve yapay zeka uzmanlığıyla geleceğin işgücünü yeni döneme hazırlamak için kolları sıvadı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yapılan tahminler, dünya çapında 5 işten ikisinin yapay zekadan (YZ) etkileneceğini gösterdi. Öte yandan Microsoft verilerine göre 2 şirketten biri, yapay zeka adaptasyonundaki en büyük engelin yetkin işgücü eksikliği olduğunu söyledi. Yerli BT şirketi PEAKUP, küresel yetenek açığının kapatılması için öncü teknoloji şirketlerine önemli rol düştüğü bilinciyle, çalışan komitesi CADET aracılığıyla kolları sıvadı.

Konuya dair değerlendirmelerini paylaşan PEAKUP CSO’su KadirCan Toprakçı, “Microsoft’un raporuna göre 5 şirketten üçü yapay zekaya uyum için çalışanlarına yeni yetkinlikler kazandırmayı planlıyor. Londra, Dubai ve İstanbul ofislerinde 12 yılı aşkın süredir toplumu geleceğe teknolojiyle hazırlama vizyonuyla faaliyet gösteren PEAKUP olarak, İK literatüründe upskilling ve reskilling olarak anılan bu adımların kolektif bir çabaya dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda çalışanlarımızın gönüllü girişimleriyle kurulmuş CADET komitemiz aracılığıyla ve üst yönetim desteğiyle hem üniversitelerde hem de kurumsal şirketlerde yapay zeka ve bulut eğitimleri düzenleyerek yetenek açığını kapatmak, yeni teknolojilerin adaptasyon sürecini hızlandırmak için çalışıyoruz” dedi.

Üniversitelilere bulut ve yapay zekayı anlatıyor

Teknolojinin dönüştürücü gücünü genç beyinlerle buluşturma ve toplumu teknolojiyle geleceğe hazırlama vizyonuyla üniversite işbirlikleri gerçekleştirdiklerini belirten PEAKUP CADET Komite Başkanı Ebru Tuncay ise “Bu kapsamda 2023-2024 eğitim öğretim dönemi boyunca Arel Üniversitesi’nde Bulut Bilişim Teknolojileri dersi verdik. . PEAKUP yöneticilerinin eğitmen olarak katıldığı derste, 12 yıldır bulut teknolojilerinde edindiğimiz deneyimi ve Microsoft 365 çözümlerini üniversitelilere aktardık. Özyeğin Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü dördüncü sınıf öğrencileri, Dr. Zeynep Karapars’ın verdiği stüdyo derslerinde, PEAKUP olarak geliştirdiğimiz çalışan bağlılığı platformu Velocity için hem göze hitap eden hem de işlevselliği ön plana çıkaran arayüz tasarımlarına imza attı.

Diğer yandan Girişimcilik Kulübü aracılığıyla Yeditepe Üniversitesi öğrencilerini Microsoft 365 ve bulut teknolojileriyle tanıştırdık. Kültür Üniversitesi kariyer günlerinde öğrencilerin kariyerlerine güçlü bir başlangıç yapmalarına rehberlik ettik. PEAKUP çalışanlarının çabalarıyla kurulan CADET Komitesi olarak, gençlerin gelişim yolculuklarına rehberlik etmek ve onları geleceğin iş dünyasına hazırlamak önceliğimiz. Eğitim programlarımızla öğrencilerin teknolojiye olan ilgilerini artırırken onları sektörel becerilerle donatarak kariyer adımlarını güçlendiriyoruz. Yeni eğitim öğretim döneminde de faaliyetlerimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Kurumsal şirketleri yapay zekayla tanıştırıyor

PEAKUP’ın geleceğin yetenek havuzlarını yapay zeka ve bulut teknolojilerine hazırlama çabalarının üniversitelerle sınırlı kalmadığını, 12 yıllık teknoloji uzmanlığının özel şirketlerle de paylaşıldığını vurgulayan PEAKUP CSO’su KadirCan Toprakçı, “Türkiye’deki partnerlerinden biri olduğumuz Microsoft gibi küresel teknoloji devleri, işgücünün yapay zeka ve bulut dönüşümüne hazırlanması için çeşitli taahhütlerle özel programlar yürütüyor. PEAKUP olarak biz de benzer bir yolu izliyor ve üniversitelerin yanı sıra, şirketlerin de bu dönüşüme hazırlanması için kuruluşlara özel yapay zeka eğitimleri ve atölye çalışmaları düzenliyoruz” dedi ve devam etti:

“Geçtiğimiz yaz gerçekleştirdiğimiz Dubai AI Summer School ile kuruluşların 2 hafta boyunca yapay zeka alanındaki son teknolojilerle birinci elden tanışmasını sağladık. Eğitimleri, kurumların ofislerinde veya PEAKUP ofisinde yapıyoruz. Mart ayında kurduğumuz Yapay Zeka Çözümleri Birimi ile şirketlerin ihtiyaçlarına özel eğitim programları tasarlıyoruz. Örneğin P.I. Works ile birlikte Microsoft Copilot ve Azure AI’a odaklanan üç günlük bir eğitim düzenledik. Hem teorik tarafın konuşulduğu hem de bu teori üzerine inşa edilen pratiklerin deneyimlendiği programla, P.I. Works’ün dijital dönüşüm ekiplerini son trendlere hazırladık.”

“Toplumun teknoloji rotasına inovasyonu yerleştirdik”

12 yıldır faaliyet gösteren, yerli bir BT ve teknoloji şirketi olarak, Microsoft çözümlerinde ve YZ teknolojilerinde uzmanlaşan ekipleriyle 1 milyondan fazla kullanıcıya ve bini aşkın kurumsal müşteriye temas ettiklerini vurgulayan PEAKUP CSO’su KadirCan Toprakçı, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Teknoloji öncülerinin misyonunun yalnızca müşterileriyle sınırlı olmadığına, bu şirketlerin toplumun geneline karşı sorumlu olduklarına inanıyoruz. Bu kapsamda hem Ar-Ge çalışmalarımızla hem etki odaklı faaliyetlerimizle ülkemizin geleceğine yatırım yapıyor, inovasyonu toplumun teknoloji rotası olarak belirliyoruz. Üniversite öğrencilerini yeni teknolojilere hazırlarken, şirketlerin de bu teknolojilerdeki bilgi birikimini derinleştiriyor; hem işgücü hem de işverenler arasında kaynaştırıcı vazifesi üstleniyoruz. Kalkınmayı genele yaymak, teknoloji uçurumlarını kapatmak için bu faaliyetlerimizi kesintisiz sürdürürken; bütünsel hizmet anlayışımızla kurumların altyapılarını güçlendirmeye, değişim yönetimi ve yapay zeka danışmanlığı hizmetlerimizle iş dünyasının dönüşüm yolculuğuna eşlik etmeye devam edeceğiz.”

Silikon Vadisi’nde Yapay Zekâ Destekli Silahların Ölüm Kararını Verme Yetkisi Gündemde! (İnsanlık İçin Tehdit mi, Fırsat mı?)

Silikon Vadisi, yapay zekâ destekli silahların etik ve güvenlik boyutları üzerine önemli tartışmalara sahne oluyor. Son günlerde otonom silahların insana karşı karar alabilme kapasitesi masaya yatırılıyor.

Silikon Vadisi’nde yapay zekâ destekli silahların, hedef alıp öldürme kararı alıp almayacağına dair önemli tartışmalar yaşandı. ABD’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden Shield AI’nin kurucu ortağı Brandon Tseng, yapay zekâ algoritmalarının insanların hayatına son verme kararı veremeyeceğini savundu.

Otonom silahlar toplumun korkusu mu?

Tseng, bu tür silahların asla tamamen otonom olmayacağını belirtirken, kongrenin bu konudaki duyarlılığına dikkat çekti. Toplumun bu meseledeki endişelerini dile getirirken, yapay zekâ ile donatılmış silahların insani bir değere sahip olamayacağını da vurguladı. Öte yandan, Anduril kurucu ortağı Palmer Luckey, otonom silahların kullanımı konusunda farklı bir bakış açısı sundu. Luckey, silahların otonom olarak insanların hayatını sona erdirmesi gerektiği anlamına gelmediğini, yalnızca kötü niyetli kullanım endişesine dikkat çektiğini belirtti. 

ABD hükümeti de, henüz tamamen otonom silahlar satın almadığını, bu silahların uluslararası satışının ise belirsiz olduğunu vurguladı. Askeri yetkililer, otonom silahların kullanımı hakkında bağlayıcı kuralların getirilmesinin henüz erken olduğu görüşünde. Ukrayna’daki savaşın etkisiyle de otonom sistemlerin entegrasyonu konusundaki tartışmalar daha da derinleşmiş durumda. Ukrayna’nın dijital dönüşüm bakanı Mykhailo Fedorov, savaşta avantaj sağlamak amacıyla daha fazla otomasyona ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Ancak, bu süreçte insan kararının gerekliliği de vurgulanıyor.  

Teknoloji şirketleri, yapay zekâ ile donatılmış silah sistemlerinin geliştirilmesi konusunda adımlar atmaya devam ederken, bu silahların insan hayatını tehdit etmemesi gerektiği üzerinde duruluyor. Otonom silahların geleceği, etik ve güvenlik konularında devam eden bu tartışmalarla şekillenecek gibi görünüyor. Yapay zekânın insan hayatı üzerindeki etkileri, teknoloji dünyasında büyük bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Yapay zeka ne kadar dost, ne kadar düşman olacak?

Büyük dil modelleri (LLM’ler), dünyanın dört bir yanındaki yönetim kurulu odalarının yapay zekâ konuşmalarıyla çalkalanmasının nedeni olabilir ancak teknoloji yıllardır başka şekillerde iyi bir biçimde kullanılıyor. ESET, yapay zekâyı ilk olarak çeyrek asır önce makro virüslerin tespitini iyileştirmek amacıyla kullanmaya başladı. Günümüzde güvenlik ekipleri, üç ana etken sayesinde etkili yapay zekâ tabanlı araçlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor:

1) Yeni Yetenek eksikliği sert bir şekilde vurmaya devam ediyor: Son sayıma göre, Avrupa’da 348.000 ve Kuzey Amerika’da 522.000 olmak üzere dünya genelinde yaklaşık dört milyon siber güvenlik uzmanı açığı bulunuyor. Yapay zekâ 7 gün 24 saat çalışabilir ve güvenlik uzmanlarının gözden kaçırabileceği kalıpları tespit edebilir.

2) Tehdit aktörleri çevik, kararlı ve iyi kaynaklara sahip: Siber güvenlik ekipleri eleman bulmakta zorlanırken rakipleri de güçlenmeye devam ediyor. Bir tahmine göre, siber suç ekonomisi 2025 yılına kadar dünyaya yıllık 10,5 trilyon dolara mal olabilir. Tehdit aktörleri, saldırı başlatmak için ihtiyaç duydukları her şeyi hazır “hizmet olarak” teklifler ve araç setleri halinde bulabiliyorlar.

3) Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı: Dijital yatırımlar yıllar içinde arttıkça sürdürülebilir büyümeyi ve rekabet avantajını desteklemek için BT sistemlerine olan güven de artmıştır. Ağ savunucuları, siber tehditleri önleyemez ya da hızla tespit edip kontrol altına alamazlarsa kurumlarının büyük mali ve itibar kaybına uğrayabileceğini biliyor. Günümüzde bir veri ihlalinin maliyeti ortalama 4,45 milyon dolar. Ancak hizmet kesintisi ve veri hırsızlığı içeren ciddi bir fidye yazılımı ihlali bunun çok daha fazlasına mal olabilir. Bir tahmine göre sadece finans kurumları 2018’den bu yana hizmet kesintisi nedeniyle 32 milyar dolar kaybetti.

Yapay zekâ güvenlik ekipleri tarafından gelecekte nasıl kullanılabilir?

Tehdit istihbaratı: LLM destekli GenAI asistanları, analistler için temel noktaları ve eyleme geçirilebilir çıkarımları sade bir İngilizce ile özetlemek için yoğun teknik raporları analiz ederek karmaşık olanı basitleştirebilir.

Yapay zekâ asistanları: BT sistemlerine yapay zekâ “yardımcı pilotları” yerleştirmek, kuruluşları saldırıya maruz bırakacak tehlikeli yanlış yapılandırmaları ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Bu, bulut platformları gibi genel BT sistemleri için olduğu kadar güvenlik duvarları gibi karmaşık ayarların güncellenmesini gerektirebilecek güvenlik araçları için de işe yarayabilir.

SOC üretkenliğini güçlendirmek: Günümüzün Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) analistleri, gelen tehditleri hızla tespit etmek, yanıtlamak ve kontrol altına almak için büyük bir baskı altında. Saldırı yüzeyinin büyüklüğü ve uyarı üreten araçların sayısı çoğu zaman bunaltıcı olabiliyor. Bu, analistler zamanlarını yanlış pozitiflerle harcarken meşru tehditlerin radara yakalanmadığı anlamına gelir. Yapay zekâ, bu tür uyarıları bağlamsallaştırarak ve önceliklendirerek ve hatta muhtemelen küçük uyarıları çözerek yükü hafifletebilir.

Yeni tespitler: Tehdit aktörleri taktiklerini, tekniklerini ve prosedürlerini (TTP’ler) sürekli olarak geliştirmektedir. Ancak yapay zekâ araçları, risk göstergelerini (IoC’ler) kamuya açık bilgiler ve tehdit yayınlarıyla birleştirme yaparak en yeni tehditleri tarayabilir.

YZ siber saldırılarda nasıl kullanılıyor?

Sosyal mühendislik: GenAI’ın en belirgin kullanım alanlarından biri, tehdit aktörlerinin büyük ölçekte son derece ikna edici ve neredeyse gramatik olarak mükemmel kimlik avı kampanyaları oluşturmasına yardımcı olmak.

BEC ve diğer dolandırıcılıklar: GenAI teknolojisi bir kez daha, belirli bir kişi ya da kurumsal kişiliğin yazı stilini taklit etmek, kurbanı kandırarak para havalesi yaptırmak ya da hassas verileri teslim etmesini sağlamak için kullanılabilir. Deepfake ses ve video da aynı amaçla kullanılabilir.

Dezenformasyon: GenAI, etki operasyonları için içerik yaratma işinin ağır yükünü de ortadan kaldırabilir. Yakın tarihli bir rapor, Rusya’nın bu tür taktikleri halihazırda kullandığı konusunda uyarıda bulundu ki bu taktikler başarılı bulunursa geniş çapta tekrarlanabilir.

YZ‘nin Sınırları

İyi ya da kötü, yapay zekanın şu anda sınırlamaları var. Yüksek yanlış pozitif oranları verebilir ve yüksek kaliteli eğitim setleri olmadan etkisi sınırlı olabilir. Çıktıların doğruluğunu kontrol etmek ve modellerin kendilerini eğitmek için genellikle insan gözetimi de gerekli. Tüm bunlar, AI’ın ne saldırganlar ne de savunmacılar için sihirli bir değnek olmadığı gerçeğine işaret ediyor.

Google Gemini’ın bile Google’ı haksız bulduğu dava

Kurumsal bir yapay zeka platformu sunan “Gemini Data” isimli şirket, kendi yapay zeka hizmetini aynı isimle adlandırdığı için Google’a dava açtı.

Google, Aralık 2023’te Gemini model ailesini tanıttıktan sonra Şubat ayında, Bard olan üretken yapay zeka hizmetinin adını da Gemini olarak değiştirdi. Ancak Google, bu ismin halihazırda bir yapay zeka markası olarak kullanıldığına dair yeterli araştırma yapmadan bu değişimi yapmış gibi görünüyor.

Hafta içinde San Francisco federal mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde “Sofistike bir şirket olarak Google, tüm AI ürün serisini kamuya açık bir şekilde yeniden markalamadan önce şüphesiz bir ticari marka izni araştırması yaptı ve bu nedenle Gemini Data’nın ‘GEMINI’ markası üzerindeki tescilli ve münhasır haklarının kesin olarak farkındaydı” deniyor ve şöyle devam ediliyor: “Yine de Google, Gemini Data’nın münhasır haklarının üzerine tereddüt etmeden buldozer gibi gitme kararını verdi.

Gemini bile Google’ı haksız buldu

ABD Patent ve Marka Ofisi (USPTO), isim çakışmasının tüketicilerin kafasını karıştırma ihtimalinin düşük olduğu durumlarda farklı işletme türleri için benzer isimlere izin veriyor. Ancak, aynı endüstri sektöründe isim tekrarına genellikle izin verilmiyor.

Üstelik işin komik yanı, Google’ın yapay zeka servisi Gemini’ye bu konu sorulduğunda, Gemini Data şirketinin haklı olduğu yorumunu yapıyor. Besle kargayı oysun gözünü dedikleri tam olarak bu olsa gerek…

Instagram’ın yapay zeka etiketleri yine değişiyor

Meta, Instagram, Facebook ve Threads’te üretken yapay zeka kullanılarak düzenlenmiş veya manipüle edilmiş içerikleri etiketleme şeklini bir kez daha değiştiriyor.

Meta, “AI Bilgisi” etiketinin doğrudan kullanıcının adının altında değil, bundan böyle AI ile düzenlenmiş resim ve videoların sağ üst köşesindeki bir menüde görüneceğini duyurdu. Böylece yapay zeka içeriklerinin normalleştirilmesi dönemi de başlamış oluyor. Zira artık bir görselde yapay zeka parmağı olup olmadığını bir bakışta görmek mümkün olmayacak.

Gerçek görüntüleri mi etiketlesek?

Şirket, değişikliklerin platformlardaki görüntü ve videolarda “kullanılan yapay zekanın kapsamını daha iyi yansıtmak” için yapıldığını söylüyor.

Ancak aslında gerçekte olan şey, artık tamamen yapay zeka içerikleriyle dolan sosyal medya servislerinde, yapay zeka içeriklerini “normalleştirdiğimiz” dönemin başlıyor oluşu… Bundan sonra gerçek bir fotoğraf kamerasıyla çekilmiş gerçek bir fotoğraf yayınladığımızda üzerine “gerçek görüntüdür” yazmamız daha pratik olacak gibi görünüyor.