Taksi ve okul servislerine kamera zorunluluğu geldi

İçişleri Bakanlığınca, ‘Okul Servis Araçları Yönetmeliği’ ve ‘Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde değişikliğe gidildi. Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle taksilere kamera acil durum butonu zorunluluğu getirildi. Okul servislerine de kamera konulmasına karar verilirken sürücülerin ise en az 5 yıllık ehliyetinin olması şart koşuldu.

Taksilere kamera ve acil butonu geliyor

Buna göre, ticari yolcu taşımacılığında kullanılan M2 ve M3 sınıfı taşıtlar, belediyelere ait toplu taşıma taşıtları ile taksi ve taksi dolmuşlarda kamera sistemi ile görüntü kayıt cihazı bulundurulacak. Kameralar en az bir ay süre ile kayıt yapacak ve İçişleri Bakanlığının (Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı) erişimine açık olacak.

Ayrıca, taksi ve taksi dolmuşlarda araç takip sistemi ve acil durum butonu da bulundurulacak. Söz konusu teçhizatları bulundurma şartı, kapsamda bulunan taşıtların 1 Mart 2025 tarihinden sonraki ilk muayenelerine kadar aranmayacak.

Okul servislerinde de iç ve dış kamera zorunlu olacak

Okul servis araçlarında da tüm koltukları görecek şekilde iç ve dış kamera ile en az 30 gün süreli kayıt yapabilen kayıt cihazı bulundurma zorunlu olacak. Araçlarda cam filmi kullanılamaz şartı, 2017 ve öncesi modeller için 1 Mart 2025’ten sonraki ilk periyodik muayeneye kadar aranmayacak.

Okul servis araçlarını kullanan şoförlerin, D sınıfı sürücü belgesi için en az 2 yıllık, D1 sınıfı sürücü belgesi için en az 5 yıllık sürücü belgesi olacak.

Ülkemizdeki Tuzak Gibi Kasislerden Sonra, İsveç’te Geliştirilen Otomatik Kasislerin Özelliklerini Duyunca “Keşke Bizde de Olsa!” Diyebilirsiniz

Araba kullanırken kasislerden geçmeyi pek seven yoktur. Aslında şehir içindeki hızı yavaşlatmak için kullanılan kasisler, hızlı gelen sürücüler için mantıklı olsa da hızına dikkat eden sürücüler için pek bir anlam ifade etmiyor.

İşte İsveç bu durumun farkına varmış olacak ki, şehir içindeki hızı sınırlayabilmek için çok adil bir çözüm geliştirmiş!

İsveç’te geliştirilen ve giderek dünya genelinde ilgi gören bu sisteme Actibump adı veriliyor.

Bu yenilikçi kasisler, sürücülerin hızlarına göre aktive olarak, şehir içi trafiğine bambaşka bir yaklaşım getiriyor.

Söz konusu aktif kasisler, radar sistemi ile araçların hızını ölçüyor ve bu sayede kasis sadece hız sınırını aşan araçlar için devreye giriyor.

Hız sınırını aştığı tespit edilen araç için, yol yüzeyine entegre edilmiş kapak birkaç santimetre aşağıya inerek sürücülere fiziksel bir uyarı yapıyor da diyebiliriz.

Eğer hız sınırına uygun bir şekilde sürüyorsanız kapak yerinden oynamıyor ve aracınız sistemin üzerinden herhangi bir kasise maruz kalmadan geçiyor.

Bu sistemin en iyi yanıysa ambulanslar ve itfaiyeler gibi acil müdahale araçlarının bu sistemden etkilenmeden, yolculuklarına kesintisiz devam edebilmeleri!

Otomatik kasislerin, kamuya ait araçları tanıyarak ona göre tepki vermesi bile düşünülmüş.

Yani, otomatik kasisler hem güvenlik sağlıyor hem de sürüş konforunu koruyor.

Özellikle büyük şehirlerde ve kalabalık bölgelerde, bu tür bir sistem hem sürücüler hem de yayalar için büyük bir rahatlık ve güvenlik sağlayabilir gibi görünüyor.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Ülkemizde de olmasını ister miydiniz?

Kaynak: Highways Today

AB, Çin’den gelen elektrikli araçlara yüksek oranda vergi getirmeye hazırlanıyor 

AB, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara üye ülkelerinin de çoğunluk desteğinin sağlanması üzerine büyük vergiler getirme kararı aldı.

AB, ÇİN’DEN GELEN ARAÇLARA VERGİ UYGULAYACAK

Gümrük vergilerinin uygulanması, AB siyasetçilerinin Çin’in kendi otomobillerine uyguladığı haksız devlet sübvansiyonları nedeniyle Avrupa otomobil endüstrisinin zarar görmesini önleme amacı taşıyor.

Önümüzdeki beş yıl boyunca Çin’de üretilen elektrikli otomobillere yüzde 45’e varan vergiler uygulanacak. Fakat bu karar elektrikli araçların (EV) fiyatlarında artış yaşanabileceğine dair endişeleri de beraberinde getirdi.

Öte yandan, Fransa ve Almanya gibi AB üyesi ülkeleri bölen karar, gümrük vergilerini korumacı olarak kınayan Brüksel ile Pekin arasında bir ticaret savaşını tetikleme riski de taşıyor.

ÇİN YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİNE GÜVENİYOR

Çin, gerileyen ekonomisini canlandırmak için yüksek teknolojili ürünlere güveniyor ve AB, ülkenin elektrikli otomobil endüstrisi için en büyük denizaşırı pazar konumunda.

Ülkenin yerli otomobil endüstrisi son yirmi yılda hızla büyüdü ve BYD gibi markaları uluslararası pazarlara açılmaya başladı. Bu durum, AB gibi ülkelerde, kendi şirketlerinin daha ucuz fiyatlarla rekabet edemeyeceği korkusunu uyandırdı.

AB, ÇİN ÜRETİCİKERİNE İTHALAT VERGİLERİ UYUGULADI

AB, yaz aylarında farklı Çinli üreticilere farklı seviyelerde ithalat vergileri uyguladı ancak cuma günü yapılan oylamada, bu vergilerin önümüzdeki beş yıl boyunca uygulanıp uygulanmayacağına karar verilecek.

“BEKLENEN HEDEFLER KARŞILANAMIYOR”

Motor Üreticileri ve Tüccarları Derneği (SMMT) Genel Müdürü Mike Hawes, firmaların “piyasanın belirlenen hedefleri karşılayacak kadar hızlı büyümemesi nedeniyle ciddi endişeler yaşadığını” söyledi.

Sektör, sürücülerin yeni benzinli ve dizel araç satışlarına yönelik planlanan yasağın öncesinde üreticilere yardımcı olmak için elektrikli araç satın almaları için daha iyi teşviklere ihtiyaç duydukları konusunda uyardı. Muhafazakar hükümet döneminde bu yasağın son tarihi 2030’dan 2035’e ertelendi, ancak İşçi Partisi bunu 2030’a geri getirme sözü verdi.

SIFIR EMİSYONLU ARAÇ ZORUNLULUĞU

Otomobil üreticilerinin elektrikli araç satış hedeflerini karşılamaları gerekiyor. Sıfır Emisyonlu Araç (ZEV) zorunluluğu uyarınca, bu yıl satılan araçların en az yüzde 22’sinin sıfır emisyonlu olması gerekiyor ve hedefin 2030’a kadar yüzde 80’e ve 2035’e kadar yüzde 100’e ulaşması bekleniyor.

Kotaları tutturamayan üreticilere araç başına 15 bin sterlin para cezası verilebilir.

BMW, FORD VE NİSSAN GİBİ MARKALARDAN AÇIKLAMA

BMW, Ford ve Nissan’ın patronlarının da aralarında bulunduğu sektör, Maliye Bakanı Rachel Reeves’e yazarak sektörün bu hedefleri tutturamayacağını bildirdi.

Daha yüksek enerji ve malzeme maliyetleri ve faiz oranları gibi ekonomik faktörlerin elektrikli arabaların “inatla daha pahalı kalmasına ve tüketicilerin yatırım yapmaktan çekinmesine” neden olduğunu söyledi.

Birleşik Krallık’ta bir elektrikli araba satın almanın ortalama maliyeti yaklaşık 48 bin euro.

İngiltere’deki şarj altyapısına olan “güven eksikliğinin”, insanların elektriğe geçmesini teşvik etmenin önündeki bir diğer engel olduğunu da söylediler.

ÇİN TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMAYA YÖNELDİ

Çin, AB ile vergi sorunları yaşarken öte yandan önemli bir yatırımını Türkiye’de yapma kararı aldı.

Temmuz ayında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile BYD Yönetim Kurulu Başkanı Wang arasında imzalanan anlaşma kapsamında BYD firması, Türkiye’ye yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırım yapacak.

İLGİLİ HABER

patronlardunyasi.com

Yapay zeka ne kadar dost, ne kadar düşman olacak?

Büyük dil modelleri (LLM’ler), dünyanın dört bir yanındaki yönetim kurulu odalarının yapay zekâ konuşmalarıyla çalkalanmasının nedeni olabilir ancak teknoloji yıllardır başka şekillerde iyi bir biçimde kullanılıyor. ESET, yapay zekâyı ilk olarak çeyrek asır önce makro virüslerin tespitini iyileştirmek amacıyla kullanmaya başladı. Günümüzde güvenlik ekipleri, üç ana etken sayesinde etkili yapay zekâ tabanlı araçlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor:

1) Yeni Yetenek eksikliği sert bir şekilde vurmaya devam ediyor: Son sayıma göre, Avrupa’da 348.000 ve Kuzey Amerika’da 522.000 olmak üzere dünya genelinde yaklaşık dört milyon siber güvenlik uzmanı açığı bulunuyor. Yapay zekâ 7 gün 24 saat çalışabilir ve güvenlik uzmanlarının gözden kaçırabileceği kalıpları tespit edebilir.

2) Tehdit aktörleri çevik, kararlı ve iyi kaynaklara sahip: Siber güvenlik ekipleri eleman bulmakta zorlanırken rakipleri de güçlenmeye devam ediyor. Bir tahmine göre, siber suç ekonomisi 2025 yılına kadar dünyaya yıllık 10,5 trilyon dolara mal olabilir. Tehdit aktörleri, saldırı başlatmak için ihtiyaç duydukları her şeyi hazır “hizmet olarak” teklifler ve araç setleri halinde bulabiliyorlar.

3) Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı: Dijital yatırımlar yıllar içinde arttıkça sürdürülebilir büyümeyi ve rekabet avantajını desteklemek için BT sistemlerine olan güven de artmıştır. Ağ savunucuları, siber tehditleri önleyemez ya da hızla tespit edip kontrol altına alamazlarsa kurumlarının büyük mali ve itibar kaybına uğrayabileceğini biliyor. Günümüzde bir veri ihlalinin maliyeti ortalama 4,45 milyon dolar. Ancak hizmet kesintisi ve veri hırsızlığı içeren ciddi bir fidye yazılımı ihlali bunun çok daha fazlasına mal olabilir. Bir tahmine göre sadece finans kurumları 2018’den bu yana hizmet kesintisi nedeniyle 32 milyar dolar kaybetti.

Yapay zekâ güvenlik ekipleri tarafından gelecekte nasıl kullanılabilir?

Tehdit istihbaratı: LLM destekli GenAI asistanları, analistler için temel noktaları ve eyleme geçirilebilir çıkarımları sade bir İngilizce ile özetlemek için yoğun teknik raporları analiz ederek karmaşık olanı basitleştirebilir.

Yapay zekâ asistanları: BT sistemlerine yapay zekâ “yardımcı pilotları” yerleştirmek, kuruluşları saldırıya maruz bırakacak tehlikeli yanlış yapılandırmaları ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Bu, bulut platformları gibi genel BT sistemleri için olduğu kadar güvenlik duvarları gibi karmaşık ayarların güncellenmesini gerektirebilecek güvenlik araçları için de işe yarayabilir.

SOC üretkenliğini güçlendirmek: Günümüzün Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) analistleri, gelen tehditleri hızla tespit etmek, yanıtlamak ve kontrol altına almak için büyük bir baskı altında. Saldırı yüzeyinin büyüklüğü ve uyarı üreten araçların sayısı çoğu zaman bunaltıcı olabiliyor. Bu, analistler zamanlarını yanlış pozitiflerle harcarken meşru tehditlerin radara yakalanmadığı anlamına gelir. Yapay zekâ, bu tür uyarıları bağlamsallaştırarak ve önceliklendirerek ve hatta muhtemelen küçük uyarıları çözerek yükü hafifletebilir.

Yeni tespitler: Tehdit aktörleri taktiklerini, tekniklerini ve prosedürlerini (TTP’ler) sürekli olarak geliştirmektedir. Ancak yapay zekâ araçları, risk göstergelerini (IoC’ler) kamuya açık bilgiler ve tehdit yayınlarıyla birleştirme yaparak en yeni tehditleri tarayabilir.

YZ siber saldırılarda nasıl kullanılıyor?

Sosyal mühendislik: GenAI’ın en belirgin kullanım alanlarından biri, tehdit aktörlerinin büyük ölçekte son derece ikna edici ve neredeyse gramatik olarak mükemmel kimlik avı kampanyaları oluşturmasına yardımcı olmak.

BEC ve diğer dolandırıcılıklar: GenAI teknolojisi bir kez daha, belirli bir kişi ya da kurumsal kişiliğin yazı stilini taklit etmek, kurbanı kandırarak para havalesi yaptırmak ya da hassas verileri teslim etmesini sağlamak için kullanılabilir. Deepfake ses ve video da aynı amaçla kullanılabilir.

Dezenformasyon: GenAI, etki operasyonları için içerik yaratma işinin ağır yükünü de ortadan kaldırabilir. Yakın tarihli bir rapor, Rusya’nın bu tür taktikleri halihazırda kullandığı konusunda uyarıda bulundu ki bu taktikler başarılı bulunursa geniş çapta tekrarlanabilir.

YZ‘nin Sınırları

İyi ya da kötü, yapay zekanın şu anda sınırlamaları var. Yüksek yanlış pozitif oranları verebilir ve yüksek kaliteli eğitim setleri olmadan etkisi sınırlı olabilir. Çıktıların doğruluğunu kontrol etmek ve modellerin kendilerini eğitmek için genellikle insan gözetimi de gerekli. Tüm bunlar, AI’ın ne saldırganlar ne de savunmacılar için sihirli bir değnek olmadığı gerçeğine işaret ediyor.

Temmuzda en çok araç satan markalar aşikâr oldu! Tepe değişmedi

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD), temmuz ayı bilgilerini açıklarken, otomotiv pazarındaki soğumanın kampanyalara karşın temmuzda da devam ettiği görüldü.

ODMD’ye nazaran; temmuzda araba ve hafif ticari araç pazarı geçen yılın tıpkı devrine nazaran, yüzde 17,5 azalarak 94 bin 37 adet oldu.

Temmuzda 73 bin 396 araba satıldı

Temmuz ayında araba satışları bir evvelki yılın birebir ayına nazaran yüzde 16,04 azalarak 73 bin 396 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 22,2 azalarak 20 bin 641 adet düzeyine düştü.

7 ayda 672 bin 16 araç satıldı

Türkiye araba ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2024 yılı Ocak-Temmuz devrinde bir evvelki yılın birebir periyoduna nazaran yüzde 0,1 oranında artarak 672 bin 18 adet olarak gerçekleşti.

Otomobil satışları, 2024 yılı Ocak-Temmuz periyodunda geçen yıla nazaran yüzde 3,4 oranında artarak 563 bin 351 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 11,1 azalarak 135 bin 667 adet oldu.

En çok satan marka Fiat

Temmuz 2024’te Türkiye’de en çok satan marka Fiat oldu. Fiat’ın satış sayısı 11 bin 115, pazar hissesi ise yüzde 11,82.

Volkswagen 8 bin 757 adetlik satışıyla Türkiye otomotiv pazarında yüzde 9,31’lik hisseye sahip.

Temmuzda Türkiye’de en çok satan üçüncü marka ise Ford. Ford, 8 bin 10 adet araç sattı, pazar hissesinin ise yüzde 8,52’sini oluşturdu.

Renault ise 7 bin 724 adetle en çok satan araçlar listesinin dördüncü sırasında kendine yer buldu. Renault’nun temmuz ayındaki pazar hissesi yüzde 8,21.

Çinli otomotiv devi Cherry ise 6 bin 638 adet satarak pazar hissesinin yüzde 7,06’sını oluşturdu.

Temmuzda en çok araç satan markalar belli oldu! Zirve değişmedi (Fiat, Volkswagen, Ford, Renault…)

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD), temmuz ayı verilerini açıklarken, otomotiv pazarındaki soğumanın kampanyalara rağmen temmuzda da devam ettiği görüldü.

ODMD’ye göre; temmuzda otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 17,5 azalarak 94 bin 37 adet oldu.

Temmuzda 73 bin 396 otomobil satıldı

Temmuz ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,04 azalarak 73 bin 396 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 22,2 azalarak 20 bin 641 adet seviyesine düştü.

7 ayda 672 bin 16 araç satıldı

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,1 oranında artarak 672 bin 18 adet olarak gerçekleşti.

Otomobil satışları, 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde geçen yıla göre yüzde 3,4 oranında artarak 563 bin 351 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 11,1 azalarak 135 bin 667 adet oldu.

En çok satan marka Fiat

Temmuz 2024’te Türkiye’de en çok satan marka Fiat oldu. Fiat’ın satış rakamı 11 bin 115, pazar payı ise yüzde 11,82.

İkinci sıradaki Volkswagen 8 bin 757 adetlik satışıyla Türkiye otomotiv pazarında yüzde 9,31’lik paya sahip.

Temmuzda Türkiye’de en çok satan üçüncü marka ise Ford. Ford, 8 bin 10 adet araç sattı, pazar payının ise yüzde 8,52’sini oluşturdu.

Renault ise 7 bin 724 adetle en çok satan araçlar listesinin dördüncü sırasında kendine yer buldu. Renault’nun temmuz ayındaki pazar payı yüzde 8,21.

Çinli otomotiv devi Cherry ise 6 bin 638 adet satarak pazar payının yüzde 7,06’sını oluşturarak listenin beşinci sırasında kendine yer buldu.

En çok otomobil satan Volkswagen

Temmuz ayında en çok otomobil satan marka ise Volkswagen oldu. Volkswagen’in satış rakamı 7 bin 152.

İkinci sırada yer alan Fiat’ın satış rakamı ise 6 bin 706, üçüncü sıradaki Cherry’nin 6 bin 638 oldu.

Renault otomobil pazarında da 6 bin 402’lik satış adetiyle dördüncü sırada yer aldı. Beşinci sıradaki Toyota ise 4 bin 151 araç satışı gerçekleştirdi.